Minik Dostumla Tanışın Lütfen...Sami Paşazade Sezai :)

Herkese güzel günler, kocaman selamlar...
Kısa zamanda, birkaç postla beraber blog takipçilerimdeki artış, facebook ve twitter'dan aldığım samimi yorumlar için benimle beraber burada olan sizlere çok teşekkür ediyorum:)
Hep beraber bol postlu ve keyifli vakit geçirmek dileğiyle inşallah.

Beni biraz daha yakından tanımak istersiniz belki dedim ve ara ara hayatımla ilgili küçük ayrıntıları sizlerle paylaşmaya karar verdim.

İşte bunlardan ilki...Kendisi küçük, dostluğu büyük kaplumbağam Sami Paşazade Sezai. Kısaca Sami:)


Kendisiyle dostluğumuzun miladı 2003 yılına dayanır. Canım ablamın bana karne hediyesidir. Herhalde şimdiye kadar almış olduğum en canlı ve uzun soluklu, eskimeyen hediye :D
Sami Paşazade Sezai de nereden çıktı derseniz; dostluğumuzun başlangıç zamanlarında edebiyata fazlaca meraklıydım. Ona çok eski aslında antika ve biraz da gülümsetecek bir yazar ismi koymak istedim. Ortaya bu çıktı :) İnsanız her ismi kısaltma gereği duyarız illa ki, işte kısalttık ve Sami kaldı :))


Yıl 2011... 8 yıl olmuş şaka gibi :) Bursa'da başlayan yolculuğumuz İstanbul'da devam ediyor. Bu süre zarfında gördüğünüz cam hazne kendilerinin 3.yuvası olur. Standart plastik su kaplumbağları için olan hani ortasında bir palmiye figürü ve adası olan kaplardan çıkıyordu. O yüzden 1buçuk yıldır yeni yuvasında firar edemeden yaşıyor:)


İlk başlarda annemin hiç hoşlanmadığı ve zamanla alıştığı Samicik, yine annemle olan derin muhabbetleri sebebiyle haliyle:) giderek iştahı açılıp, tosuncuk oldu. Günde 1-2 yem yemesi gerekirken 10-15 tane yemeye başladı. İştah şu an aynen devam ama artık annem Bursa'da, ben de o kadar yedirmiyorum. Beraber diyet yapıyoruz :D Hayvanseverler saldırmadan bunun bir şaka olduğunu belirteyim:) Gördüğünüz gibi bu fotoğrafta da elimi camın arkasından kapmaya çalışıyor;)
Annemle dostlukları, annemin sabah namazından sonra sesli okuduğu Yasin-i Şerif'e, Sami'nin sudaki rutin hareketlerle eşlik etmesi ile ortaya çıktı! (İnanması zor belki ama ancak o sahneyi görmeniz gerekir.)



Standart kaplumbağ yemlerini sevmiyor. Hani yem şeklinde olan, bilenler vardır belki. Elimde gördüğünüz kutu tamamen doğal deniz böceklerinin kurutulmuş halleri...:) Korkunç mu geldi? Bir de Sami'ye sormak lazım...Ha bir de her türlü böcek,sinek vs. ölüsü yiyor. Ben de ona sinek ve böcek öldürmek zorunda kaldığım durumlarda minik sürprizler yapıyorum:)

Su Kaplumbağsı beslemek İslami açıdan da her hangi bir sakınca teşkil etmiyor. Sonuç olarak hayvanları elbette seviyoruz ve korumalıyız. Rabbim onlara can verdi...Fakat "evcil hayvan" sınıfına giren bazı hayvanların İslami açıdan evde beslemeye uygun olmadığını da bilmek/araştırmak gerekiyor. Bahçeli bir evimiz varsa durum tabii ki değişir. Eğer evin içinde bir hayvan besliyorsak/beslemek istiyorsak bunun İslamı açıdan uygunluğunu araştırmak önem arz ediyor...

Var mıdır su kaplumbağsı besleyen,bakan,dostluk kuran....? Siz hayvan besliyor musunuz...

Etrafında dost diye insan arama. Dost bazen bir şarkıda, bazen bir kitabın sayfalarında, bazen bir hayvanın gözlerinde, bazen bir yiyeceğin tadında...Dost dost diye aranma. Avuçlarını göğe, gönlünü "ONA" aç...Tek dostun yaratılanı yaratandır unutma!


Yorumlar

dedi ki…
kaplumbağasına böyle hoş isimler veren birde ablamı görmüştüm kerim abdülcabbar ve şerif abdürrahimdi isimleri :D :) sami amcayı ise çokkk severim (:
Adsız dedi ki…
Bir zamanlar bizde de vardı ama kısa sürede vefat etti :( bu kadar uzun besleyebilmenize şaşırdım
http://santiyeningulu.blogspot.com/
Zehra Ne Söyler* dedi ki…
La ; ablanınkinin de ismi çok ilginçmiş gerçekten. İkisine de maşallah:)

Adsız; başınız sağolsun diyeyim:(üzüldüm.Evet genelde bana çok söylenen birşey bu. Yani extra birşey yapmadım. Ama ona hiç hayvanmış gibi davranmadım. Hayvanlar hisli yaratıklar, uzun ömrü önce Allah'tan sonra da benim ona karşı tutumumumdan ileri gelmiş olabilir:)
Unknown dedi ki…
Çok ciciymiş :))
Grace Happy dedi ki…
çok guzel ya ama ben neyazıkkı bakım ozurlu oldugumdan alamıyorum

Blogumuzdakı cekılıse katılırsanız sevınırız:)


http://waysofgrace.blogspot.com/2011/09/gracein-sizleri-havalara-ucuracak.html
KelebekGibi dedi ki…
Selamlar, bu yazini yüzümde gülümsemeyle okudum. O sevgiyi hissettim okurken cünkü.
Sami ismini severim ;)
Bu arada annenize eslik etmesine cok sasirdim sabah namazi sonrasi... Görmek isterdim dogrusu.
Ölü böcekle onu sevindirmekte cok hosuma gitti :)
Insallah daha nice seneler yasar sizinle, ilk basta sevmeyen anne bile alistigina göre sorun yoktur :)
Benim baliklarim vardi hamileyken ne ben ne de esim temizlemeye yeltendi istekli olarak, sonra bir kuzenime hediye ettim öylece...
Aslinda 5 yasindaki kizim icin bir hayvanimiz olsun istiyorum ama bende dokunamama fobisi oldugundan baliktan baskada aklimda yok...Sanirim kizim az daha büyüyene dek böyle kalicaz :P
Güzel bir hafta diliyorum, sevgiler.
Zehra Ne Söyler dedi ki…
**ZEL**; teşekkür ederim:)

grace; aslında mesele söylediğim gibi onları birer hayvan olarak değilde arkadaş olarak görmek gerekiyor. bakım vs. zaten sevgi olunca çok da gözünüze gelmeden kendiliğinden olabiliyor. ben hayvanlardan korkan ve dokunamayan biri olarak onunla 8 yıldır yaşayabiliyorsam eminim sende yapabilirsin:)

kelebekgibi; ne kadar güzel buna sebep olabildiysem:) yukarda bahsettiğim gibi sevmek çok önemli. ben hep hayvanlardan korkarak ve kaçarak büyüdüm. bu yüzden şunu söylemek istiyorum ki gerçekten kızınıza hayvan sevgisi verebilmeniz çok önemli. inşallah kızınızla beraber büyecek bir hayvan edinirsiniz ve onunla arkadaş olursunuz. hep beraber alışırsınız ne güzel olur :)
güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sevgiler