Çemberimde Gül Oya

Herkes uykuda ben buralardayım işte...Çünkü bugün bir rekora imza atıp 17.34'te uyandım.
Normalde 05.00 sularında uyuyup 14.00 sularında uyanıyordum /normalde/

İki senedir okulla iş arasında koşturup dururken şimdi boş olmanın bana geri dönüşleri işte böyle düzensiz bir hayatla oluyor. Aslında 1-2 haftaya kadar yeni işime başlıyorum ama bu aşırı düzensizlikten kendimi nasıl çekip çıkarırırım ona pek karar veremiyorum.Yeni işim için içimdeki heves ve aşırı istek durumu kolaylaştıracak gibi :)

Benim bu postta bahsetmek istediğim asıl konu bu düzensiz hayatın bana en güzel armağanlarından biri olarak gördüğüm : Çemberimde Gül Oya dizisi...
Gece mesaimin en güzel yanı, uyumaya tercih edilebilecek kadar değerli...





Aslında 2004 yılının dizisi, fakat benim hiçbir bölümünü seyretmediğim....Belki seyretsem de çok anlayamayacağım...
Dizinin detaylarından pek bahsetmeyeceğim çünkü birçoğunuzun seyrettiğini düşünüyorum. Ama eğer benim gibi bihaberler* varsa mutlaka ama mutlaka seyredilmesi gereken, film tadında bir dizi...

Belki denk gelmişsinizdir. Bir ay kadar önce Kanal D'de gece 02.30'da ikişer bölüm olarak yayınlandı. Geçen haftada bitti fakat ben son iki bölümü yine kaçırdım, bu gece aklıma düştü. İnternetten çok durakladığı için birşeyler seyretmeyi sevmesem de açtım son iki bölümü seyrettim ve final yaptım...


Hemen DVD arşivini edinmem gerekiyor. Çünkü tekrar tekrar seyretmeye ve evladiyelik yapmaya pek uygun.
Yayın kalitesinde kotanın en alt seviyelere indiği, uyarlamaların kol gezdiği bugünlerde böyle değerli bir Türk yapımıyla buluşmak öyle umutlandırdı ve iyi geldi ki sormayın...Dizinin içeriği, oyuncuları, oluşturulan karakterler,onlara oturtulan hayatlar ve sosyal mesajı benden tam not aldı.

Ben kişilik olarak anılarda yaşayan, "eski"de çok vakit geçiren biriyim. Eskisini saniyesi saniyesine hatırlayan insanlar ve bu tarz dizi-filmler beni çok heyecanlandırıyor.

Bunlardan biri de "Öyle Bir Geçer Zaman ki"...
Osman'ın her olayı o gün ki bakış açısından, çocuk olarak, büyümüş sesiyle yorumladığı sahnelerde ben kayboluyorum...

...Belki bir gün yazarım bende, herşeyi

Final bölümünde Yurdanur'un öğrencisine verdiği öğütle bitirmek istiyorum...
"Türkiye'yi sevmeyi anlat birilerine. Birileri bunu hep yanlış anladı çünkü..."

1980'de de 2011'de de birileri Türkiye'yi sevmeyi yanlış anladı/anlıyor. Nefret, kin, intikam en başta sevgisizlik sebep oluyor bütün bunlara...

Bu öğüdü, Türkiye sevgisi için gözlerini dün ve bugün yuman, yarın da yummaktan çekinmeyecek olan şehitlerimize atfediyorum.
Türkiye sevilmeyi hakediyor.Bu ülke hepimizin ülkesi...


Not . Görseller Google'dan alıntıdır.

Yorumlar