...Düğün Günü Masalım :)
Daha güzel günlerin siz değerli takipçilerimle olması duasıyla başlıyorum ...
Maşallahı gönlünüzden eksik etmeyin lütfen.
Büyük gün öncesi Kına gecem olduğundan her hangi bir uyku problemi yaşamadan 07.00 sularında annemin seslenmeleriyle uyandım.
( Baba evi Bursa'da ve kendi evim İstanbul'da olduğundan annemle babam 1 hafta öncesinde benim evime geldiler ve beraberce geçirdik son haftayı...)
Ben yüz göz şiş uyandım. Yorgunluktan bitmiş haldeyim. Hem son güne kadar alışveriş ve hazırlıklar hem de birgün önce bol oynak bir kına gecesi beni bendem almış. Annem yanıma oturdu. Beni uyandırmak için biraz mucuk mucuk yapıp gıdıkladı :)) Sonrada gözyaşlarımı zor tuttuğum şu cümleyi kurdu..." Bizi bırakıp gidiyor musun şimdi? "
Sarıldım, ağlamayı istemiyorum. Sebebi susmayı bilmiyorum. Ağlamamak için direndim. Ama annem ağladı.
Anne özel bir yer. İnsan ruhunda bir yerde. Annesinden nefret eden birinde bile anne çok özel bir yerde. Annesi ölen birinde de anne özel bir yerde. Annesini hiç tanımamış birinde de anne çok özel bir yerde...Allah annelerimizden de anne olmaktan da mahrum bırakmasın.
08.00'de Hasret Moda'da olmalıydık. Çabucak hazırlandık. Kuzenim, çocukluk arkadaşım, bal nedimem Kübra ile birlikteydim. Her ayak işine, her kritik anda koşan, organizasyonda 1 numara, naif, minimal prensesim benim...
Gelinbaşı tasarımı ve makyaj için Hasret Moda mı Hatice Kaşık mı olsun diye hayli düşündüm. Hasret Moda'da karar kıldım. Çünkü düğün günüme kadar tüm provalarımda gerçekten ilgi mükemmeldi.
Gittiğimizde 1 gelin hazırdı ve diğer gelinin makyajı bitmek üzereydi. Şaştım kaldım...
Gergindim... Gelin gerginliği olsa gerek. Hazır olan gelinler o kadar güzellerdi ki bir anda saçma bir endişe belirdi içimde. "Ben çok çirkinim"
Şu anda gülüyorum :)))))
Sonra makyaj odasına alındım.Gülay hanım bana sihirli ellerini değirdi diyorum sadece. Allahım bu nasıl bir beceri. Maşallah... Ben makyajımı gerçekten çok beğendim. O kadar özenli, hızlı ve farklı yapıyor ki hayran kalmamak elde değil.
Sadece makyaja hayran kalmışken, o an geldi
ve Sevinç Hanım provalarımdaki o yüksek enerjisiyle gelinliğime kavuşturdu beni...
"Her genç kızın hayali " gelinlik... Sevinç Hanıma ilk gün bütün detayları ve nasıl görünmek istediğimi anlattım. Gelinliği satın aldığım için daha da özendim. Hata istemiyordum, nişan kıyafetimdeki zor anları bir de gelinlik için yaşamaya niyetim yoktu. Etek bölümü ve üst bölümü aklımdakine en yakın fotoğrafları, google görsellerden indirip, çıkış alıp Sevinç Hanıma verdim.
Provalarda gün yaklaştıkça, şaşırıyordum. Tabii ki hayallerimdekinin aynısı bile değil daha daha daha da güzel olduğuna.
Bir de buna ilave olarak ; güleryüz, aşırı ilgi ve yüksek pozitif enerjiyi atlamamam gerek :)
Sevinç Hanımı çok çok sevdim.
Gelinliğimi giydiğimde bir masal kitabının içinde gibiydim.
Sıra geldi gelinbaşına...
Gelinbaşımı yapan ablanın ismini hatirlayamadıgim için mahçubum:( O da işinde usta gercekten. Çok pratik ve becerikli. Tabii elinden birkac saatte kac tane gelin geçiyor :)
...Gülay Hanım'ın minik önerisiyle görüntüm daha da kusursuz oluyor.
Saten eşarp ön bölümde çok sade kalacağı için üzerine hemen dantel ekleyip ve onun üzerine aksesuarın yerleştirilmesini öneriyor. Öneri uygulanıyor. Ve ben hayran kalıyorum...:)
Ve parfümümü sıkıyorum, rujum tazeleniyor. Damat bey geliyor :)
En başta Sevinç Hanım, Gülay Hanım, adını unuttuğum gelinbaşımı yapan hanım ve emeği geçen tüm Hasret Moda ekibine sonsuz teşekkürler.
Kusursuz işçilikle, akla uygun rakamlara hayallerinizi süsleyen gelinliğe ulaşmak için Hasret Moda ekibiyle tanışmanızı öneriyorum.
Gelin arabamız bizi bekliyordu. Şöförümüz Furkan'ın yakın arkadaşlarından Sinan'dı.Organizasyonda ve o günde hayli emeği var. Bizi yalnız bırakmadığı için ona da çok teşekkür ediyorum.
Arabamıza yerleştik ve Koç Müzesine doğru yola çıktık. Orada bizi hepinizin yakînen tanıdığı Rukiye Taşçı bekliyordu.
Evlilik arefesinde kafa karışıklıkları çok oluyor. Bizde fotoğrafçı ile görüşmeyi atlamışız. Son haftaya girerken aklımıdaki iki isimden ilki sevgili Rukiye ile görüştük. O gün müsaitmiş, şanslıyız gerçekten.
O gün de, en özel ve geriye dönüp baktığınızda sizi o ana götürecek olan tek şey fotoğraflar. Bu yüzden işine gönlünü veren ve özenerek çalışan bir isimle anlaşmak önemli.
Biz bu noktada en doğru kararı verdiğimizi düşünüyoruz. Rukiye Taşçı isabetli bir tercihti :) Ya sizce ???
Gördüğünüz gibi Rukiye ve eşinin pozitif enerjisi ile oldukça keyifli bir gün çekim geçirdik. Bu özel günümüzü böyle hoş karelerle unutulmaz hale getiren Rukiye Taşçı'ya bir kere de buradan teşekkür etmek istiyorum.
Çekim sonrası gelin alma töreni için eve geçtik.( Malum bahsettiğim üzere benim babaevi Bursa'da, bu sebeple gelin alma töreni Furkan'ın babaevinde yapıldı. Azcık ters oldu anlayacağınız :)) Nikah saatine biraz vardı. Yemekler, aile kaynaşmaları, vedalaşmalar, kuşak bağlama, duadan sonra evden ayrıldık. Haaa "Zehra yine mi ağlamadın yoksa?" diyorsanız valla ağlamadım. Allah ağlatmasın:)
Velhasıl Zeytinburnu Nikah Dairesi Akdeniz Salonu gelin odasında pür heyecan ikimiz iki yandan yerimizde duramıyoruz. 16.15 bir türlü gelmek bilmiyor.
"Neden nikah için Zeytinburnu Nikah Dairesini tercih ettik?"
Zeytinburnu'nda ikamet etmiyoruz. Bahçelievler'de ikamet ediyoruz. Fakat Zeytinburnu Nikah Dairesi yeni, bakımlı, geniş, deniz manzaralı :)
Bu yüzden davetlilerimize de çok uzak olmayacak en ideal nikah dairesi olarak burayı tercih ettik.
Şahitlerimizin yanımıza gelmesiyle biraz muhabbet, yatışıyoruz. Benim şahidim aparttaki son oda arkadaşım, biricik değerli insan Ayşe abla. Furkan'ın şahidi ise üniversiteden bölüm başkanım hocam Ali Murat Yel. "Senin hocan nasıl oluyor da Furkan'ın şahidi?" dediğinizi duyar gibiyim :)
Sıkı takipçilerim Ali Murat Hocayı mezuniyet töreni postumdan da tanıyorlar :)
Şöyle ki, okurken Furkan fazlaca ziyaret ederdi beni okulda. Bazen derslere beraber girerdik. Bu arada Ali Murat Hocadan derse girmesi için az izin istemedik :) Neyse bu arada tuhaf bir şekilde Furkan ve Ali Murat hoca kaynaştı, samimiyet twitterda da ilerledi. Ve sonuç :)
16.15'e yaklaşıyoruz. Artık birkaç dakika var. Salona bakan kocaman bir kapının arkasında el eleyiz. Hisler anlatılamaz...
Bu arada davetlilerimiz bizim için hazırlanan kısa filmi seyrediyor. 5 yıllık fotoğraf arşivimiz ve aile fotoğrafları ile Pascal Nouma sürprizinin yer aldığı kısa film için Furkan'ın kuzeni Efe'ye ve Furkan'ın arkadaşı İlker'e çok çok teşekkür ederim.
Ve o an... Bütün gözler üstümüzde ve alkışlar. Adımı sorsanız unutmuş durumdayım sanki. Bu nasıl bir afallama. Durdum durdum daha fazla dayanamadım ve duygu yoğunluğu çöküverdi. Bıraksalar bir kase kadar ağlardım da... Tuttum ama 1 damla kaçıverdi.
Nikah memuru sorulara başladı. Sesim titriyordu...
Evet derken, evetin tüm harfleri ve seslerinde belki milyarlarca şey düşündüm. 5 yılı ve gelecek 5er yılları...Yaşadığım ana inanamadım. Hissettiğim duyguların çokluğuna ve farklılığına inanamadım. Herkes bana umutlu, mutlu, dualı gözlerle bakarken ben inanamadığım anın içinde inanamadığım şeyler yaşıyordum.
Evet demek-Evlenmek farklıydı. Burada başlamıştı ve tam o an, ben buna "merhaba" diyordum.
Nikah fotoğraflarının orjinallerini henüz teslim almadık. Bu yüzden birkaç amatör fotoğraf ile idare ediverin :)
Evlilik Cüzdanımızı aldık :) Artık resmi olarak da eş olmuştuk. Öyle ki biz zaten Rabbimin huzurunda 4 gün önce eş olmuştuk ...
Takı faslı ve "her TAKI ile fotoğraf "iticiydi. "Her takı ile fotoğraf "diyorum çünkü takı takarken bakmalı pozlar isteniyor fotoğrafçı tarafından. Bence nikah dairelerindeki bu yapay-itici-maddeci seremoniye bir çare bulunmalı ve revize edilmeli.
Takılar farklı yöntemlerle toparlanmalı. Nedir bu? Gösteriş, sidik yarışı...Kurbanlık koyun gibi boynuna kurdele takıp saatlerce ayakta bekle. Davetliler de fatura ödeme kuyruğu gibi sıralanıp sabır çeksin...
Ne biliyim kişisel bir görüş tabii. Siz ne dersiniz? Neler düşünüyorsunuz?
Nikah hediyemiz Kalpli çikolataydı. Üzerine eklediğimiz gelin*damat figürlerini çoklu olarak Eminönü'nden aldım. Ve el birliğiyle yapıştırdık. Her halde her şeye elim değmezse olmayacak. Huylu muyum becerikli mi :)
Tekrar arabadayız. Nereye gidiyoruzzz? Eğlenmeye tabii ki :)
Yakın arkadaşlarımızdan oluşan yaklaşık 30-35 kişilik bir grup ile Sultanahmet'te Sır Evi Restaurant'ta doyasıya eğlendik.
Mekanda daha önce Furkan'ın arkadaşı İlker'in nikah sonrası eğlencesine katılmıştık. Hoşumuza gitmişti. Biz de mekanın organizatörü Kadir bey ile görüşmek istedik. Ve sunduğu hizmetler cazip geldi. En önemlisi bir katı sadece bize tahsis etmesi!
Bu gerçekten önemliydi çünkü her ne kadar bu tarz eğlence yapan çok fazla mekan olsa da malesef her işletme kat kapatmıyor ve ister istemez çok rahat olamıyorsunuz.
Sır Evi'nde çekilen fotoğraflara da henüz ulaşamadık. Videoları da küçültüp buraya eklemek hayli zahmetli. Bu yüzden malesef eğlencemize dair fotoğraf yok. Nasıl bir mekan olduğuna dair fikir sahibi olmak için bu fotoğrafı ekliyorum. Detaylı olarak incelemek isteyen arkadaşlar buradan TIK TIK
Not : Mekan alkol hizmeti sunuyor. Turistik bir bölgede yer aldığı için doğal karşılamak gerek...Biz ve davetlilerimize alkol ikramı yapılmadı. Tercihlere saygı gösterdiğimiz gibi tercihlerimize de saygı gösteriliyor!
Orada unutamadığım bir an da, pasta kesmek ve ateş şovunu seyretmek için mekanın önüne çıktığımızda bir anda sokak çalgıcılarının etrafımızı sarması ve cümbüş eğlencenin kat kat artması. Onlar çaldı biz oynadık :)Sokaktan geçenler ve çevre mekandaki turistler bize bakakaldı ,flashlar şak şak bizim için patladı :)
Keyfine doyulmaz ve spontane bir andı :)
Danslar, halaylar, oyun havaları- testi kebabının ateşli şovu, bolca yemek, pasta, muhabbet derken saat 24.00'a geliyordu...
Bal kabağına dönüşmedik :D
Sadece sabah 10.00 uçağı ile balayı için Kapadokya'ya gidecektik ve artık dinlenmeliydik :)
Arkadaşlarımızla da vedalaştık ve sevgili Sinan bizi evimize kadar bıraktı sağolsun.
"Burada da masal bitmiş."demiyorum. Hatta tam da burada başladı asıl masal...
Evliydik. Aynı evde. Sadece ikimiz. Biz buluşmalarda doyamazdık birbirimize. Zaman bitmesin isterdik hep... Şimdi zamanımıza başrol olmak için buradaydık.
Bizi bu güne getiren ailelerimize sonsuz teşekkürler.
Bal nedimem Kübra'ya nazımı çekip, yanımdan hiç ayrılmadığı için çok çok teşekkürler.
Sinan'a, İlker'e, Efe'ye emekleri için teşekkürler.
Ayşe abla,Tülay,Birsen, Zehra,Gülşah,Elif,Kübra,Enes iyi ki yanımdaydınız ve sıcaklığınızı enerjinizi benden eksik etmediniz. İyi ki varsınız.
Emekleri görünmeyen ama gizli bir el gibi her şeyi çekip çeviren saklı isimlere teşekkürler.
Kendinden önce hep beni düşünen, beni gülerken görünce daha çok gülen, bir dediğimi iki etmemek, isteklerime "hayır" dememek için deve sürülerine hendek atlatan, duygusal,komik,tatlı adam FURKAN'a, eşime,yoldaşıma teşekkürler...
Seni bana, beni sana kısmet eden, ellerimizi birleştiren, bize bu günleri doyasıya yaşatan rabbime ŞÜKÜRLER OLSUN.
Şimdilik bu kadar...Balayı ile devam ediyoruz.
Sıkılan var mı :)
Sevgiler
Benimle kalın...
Maşallahı gönlünüzden eksik etmeyin lütfen.
Büyük gün öncesi Kına gecem olduğundan her hangi bir uyku problemi yaşamadan 07.00 sularında annemin seslenmeleriyle uyandım.
( Baba evi Bursa'da ve kendi evim İstanbul'da olduğundan annemle babam 1 hafta öncesinde benim evime geldiler ve beraberce geçirdik son haftayı...)
Ben yüz göz şiş uyandım. Yorgunluktan bitmiş haldeyim. Hem son güne kadar alışveriş ve hazırlıklar hem de birgün önce bol oynak bir kına gecesi beni bendem almış. Annem yanıma oturdu. Beni uyandırmak için biraz mucuk mucuk yapıp gıdıkladı :)) Sonrada gözyaşlarımı zor tuttuğum şu cümleyi kurdu..." Bizi bırakıp gidiyor musun şimdi? "
Sarıldım, ağlamayı istemiyorum. Sebebi susmayı bilmiyorum. Ağlamamak için direndim. Ama annem ağladı.
Anne özel bir yer. İnsan ruhunda bir yerde. Annesinden nefret eden birinde bile anne çok özel bir yerde. Annesi ölen birinde de anne özel bir yerde. Annesini hiç tanımamış birinde de anne çok özel bir yerde...Allah annelerimizden de anne olmaktan da mahrum bırakmasın.
08.00'de Hasret Moda'da olmalıydık. Çabucak hazırlandık. Kuzenim, çocukluk arkadaşım, bal nedimem Kübra ile birlikteydim. Her ayak işine, her kritik anda koşan, organizasyonda 1 numara, naif, minimal prensesim benim...
Gelinbaşı tasarımı ve makyaj için Hasret Moda mı Hatice Kaşık mı olsun diye hayli düşündüm. Hasret Moda'da karar kıldım. Çünkü düğün günüme kadar tüm provalarımda gerçekten ilgi mükemmeldi.
Gittiğimizde 1 gelin hazırdı ve diğer gelinin makyajı bitmek üzereydi. Şaştım kaldım...
Gergindim... Gelin gerginliği olsa gerek. Hazır olan gelinler o kadar güzellerdi ki bir anda saçma bir endişe belirdi içimde. "Ben çok çirkinim"
Şu anda gülüyorum :)))))
Sonra makyaj odasına alındım.Gülay hanım bana sihirli ellerini değirdi diyorum sadece. Allahım bu nasıl bir beceri. Maşallah... Ben makyajımı gerçekten çok beğendim. O kadar özenli, hızlı ve farklı yapıyor ki hayran kalmamak elde değil.
ve Sevinç Hanım provalarımdaki o yüksek enerjisiyle gelinliğime kavuşturdu beni...
"Her genç kızın hayali " gelinlik... Sevinç Hanıma ilk gün bütün detayları ve nasıl görünmek istediğimi anlattım. Gelinliği satın aldığım için daha da özendim. Hata istemiyordum, nişan kıyafetimdeki zor anları bir de gelinlik için yaşamaya niyetim yoktu. Etek bölümü ve üst bölümü aklımdakine en yakın fotoğrafları, google görsellerden indirip, çıkış alıp Sevinç Hanıma verdim.
*etek bölümü benzeri*
*üst bölümü benzeri-full inci*
*pembe kuşak:)*
Provalarda gün yaklaştıkça, şaşırıyordum. Tabii ki hayallerimdekinin aynısı bile değil daha daha daha da güzel olduğuna.
Bir de buna ilave olarak ; güleryüz, aşırı ilgi ve yüksek pozitif enerjiyi atlamamam gerek :)
Sevinç Hanımı çok çok sevdim.
Gelinliğimi giydiğimde bir masal kitabının içinde gibiydim.
Sıra geldi gelinbaşına...
Gelinbaşımı yapan ablanın ismini hatirlayamadıgim için mahçubum:( O da işinde usta gercekten. Çok pratik ve becerikli. Tabii elinden birkac saatte kac tane gelin geçiyor :)
...Gülay Hanım'ın minik önerisiyle görüntüm daha da kusursuz oluyor.
Saten eşarp ön bölümde çok sade kalacağı için üzerine hemen dantel ekleyip ve onun üzerine aksesuarın yerleştirilmesini öneriyor. Öneri uygulanıyor. Ve ben hayran kalıyorum...:)
Ve parfümümü sıkıyorum, rujum tazeleniyor. Damat bey geliyor :)
En başta Sevinç Hanım, Gülay Hanım, adını unuttuğum gelinbaşımı yapan hanım ve emeği geçen tüm Hasret Moda ekibine sonsuz teşekkürler.
Kusursuz işçilikle, akla uygun rakamlara hayallerinizi süsleyen gelinliğe ulaşmak için Hasret Moda ekibiyle tanışmanızı öneriyorum.
Gelin arabamız bizi bekliyordu. Şöförümüz Furkan'ın yakın arkadaşlarından Sinan'dı.Organizasyonda ve o günde hayli emeği var. Bizi yalnız bırakmadığı için ona da çok teşekkür ediyorum.
Arabamıza yerleştik ve Koç Müzesine doğru yola çıktık. Orada bizi hepinizin yakînen tanıdığı Rukiye Taşçı bekliyordu.
Evlilik arefesinde kafa karışıklıkları çok oluyor. Bizde fotoğrafçı ile görüşmeyi atlamışız. Son haftaya girerken aklımıdaki iki isimden ilki sevgili Rukiye ile görüştük. O gün müsaitmiş, şanslıyız gerçekten.
O gün de, en özel ve geriye dönüp baktığınızda sizi o ana götürecek olan tek şey fotoğraflar. Bu yüzden işine gönlünü veren ve özenerek çalışan bir isimle anlaşmak önemli.
Biz bu noktada en doğru kararı verdiğimizi düşünüyoruz. Rukiye Taşçı isabetli bir tercihti :) Ya sizce ???
Gördüğünüz gibi Rukiye ve eşinin pozitif enerjisi ile oldukça keyifli bir gün çekim geçirdik. Bu özel günümüzü böyle hoş karelerle unutulmaz hale getiren Rukiye Taşçı'ya bir kere de buradan teşekkür etmek istiyorum.
Çekim sonrası gelin alma töreni için eve geçtik.( Malum bahsettiğim üzere benim babaevi Bursa'da, bu sebeple gelin alma töreni Furkan'ın babaevinde yapıldı. Azcık ters oldu anlayacağınız :)) Nikah saatine biraz vardı. Yemekler, aile kaynaşmaları, vedalaşmalar, kuşak bağlama, duadan sonra evden ayrıldık. Haaa "Zehra yine mi ağlamadın yoksa?" diyorsanız valla ağlamadım. Allah ağlatmasın:)
Ayakkabım :NR39 / Çiçeğim : Ben hazırladım :)
Çiçeklerle ZF yazmak Sinan'ın fikri :)
Velhasıl Zeytinburnu Nikah Dairesi Akdeniz Salonu gelin odasında pür heyecan ikimiz iki yandan yerimizde duramıyoruz. 16.15 bir türlü gelmek bilmiyor.
"Neden nikah için Zeytinburnu Nikah Dairesini tercih ettik?"
Zeytinburnu'nda ikamet etmiyoruz. Bahçelievler'de ikamet ediyoruz. Fakat Zeytinburnu Nikah Dairesi yeni, bakımlı, geniş, deniz manzaralı :)
Bu yüzden davetlilerimize de çok uzak olmayacak en ideal nikah dairesi olarak burayı tercih ettik.
Herkes benle uğraşırken :)
Pembe fiyonk
Hediye paketi ben :)
Şahitlerimizin yanımıza gelmesiyle biraz muhabbet, yatışıyoruz. Benim şahidim aparttaki son oda arkadaşım, biricik değerli insan Ayşe abla. Furkan'ın şahidi ise üniversiteden bölüm başkanım hocam Ali Murat Yel. "Senin hocan nasıl oluyor da Furkan'ın şahidi?" dediğinizi duyar gibiyim :)
Sıkı takipçilerim Ali Murat Hocayı mezuniyet töreni postumdan da tanıyorlar :)
Şöyle ki, okurken Furkan fazlaca ziyaret ederdi beni okulda. Bazen derslere beraber girerdik. Bu arada Ali Murat Hocadan derse girmesi için az izin istemedik :) Neyse bu arada tuhaf bir şekilde Furkan ve Ali Murat hoca kaynaştı, samimiyet twitterda da ilerledi. Ve sonuç :)
Bal nedimem, Kuzenim Kübra ...
Immm kimi unuttuk ki ya :)
16.15'e yaklaşıyoruz. Artık birkaç dakika var. Salona bakan kocaman bir kapının arkasında el eleyiz. Hisler anlatılamaz...
Bu arada davetlilerimiz bizim için hazırlanan kısa filmi seyrediyor. 5 yıllık fotoğraf arşivimiz ve aile fotoğrafları ile Pascal Nouma sürprizinin yer aldığı kısa film için Furkan'ın kuzeni Efe'ye ve Furkan'ın arkadaşı İlker'e çok çok teşekkür ederim.
Ve o an... Bütün gözler üstümüzde ve alkışlar. Adımı sorsanız unutmuş durumdayım sanki. Bu nasıl bir afallama. Durdum durdum daha fazla dayanamadım ve duygu yoğunluğu çöküverdi. Bıraksalar bir kase kadar ağlardım da... Tuttum ama 1 damla kaçıverdi.
Nikah memuru sorulara başladı. Sesim titriyordu...
Evet derken, evetin tüm harfleri ve seslerinde belki milyarlarca şey düşündüm. 5 yılı ve gelecek 5er yılları...Yaşadığım ana inanamadım. Hissettiğim duyguların çokluğuna ve farklılığına inanamadım. Herkes bana umutlu, mutlu, dualı gözlerle bakarken ben inanamadığım anın içinde inanamadığım şeyler yaşıyordum.
Evet demek-Evlenmek farklıydı. Burada başlamıştı ve tam o an, ben buna "merhaba" diyordum.
Nikah fotoğraflarının orjinallerini henüz teslim almadık. Bu yüzden birkaç amatör fotoğraf ile idare ediverin :)
Evlilik Cüzdanımızı aldık :) Artık resmi olarak da eş olmuştuk. Öyle ki biz zaten Rabbimin huzurunda 4 gün önce eş olmuştuk ...
Takı faslı ve "her TAKI ile fotoğraf "iticiydi. "Her takı ile fotoğraf "diyorum çünkü takı takarken bakmalı pozlar isteniyor fotoğrafçı tarafından. Bence nikah dairelerindeki bu yapay-itici-maddeci seremoniye bir çare bulunmalı ve revize edilmeli.
Takılar farklı yöntemlerle toparlanmalı. Nedir bu? Gösteriş, sidik yarışı...Kurbanlık koyun gibi boynuna kurdele takıp saatlerce ayakta bekle. Davetliler de fatura ödeme kuyruğu gibi sıralanıp sabır çeksin...
Ne biliyim kişisel bir görüş tabii. Siz ne dersiniz? Neler düşünüyorsunuz?
Nikah hediyemiz Kalpli çikolataydı. Üzerine eklediğimiz gelin*damat figürlerini çoklu olarak Eminönü'nden aldım. Ve el birliğiyle yapıştırdık. Her halde her şeye elim değmezse olmayacak. Huylu muyum becerikli mi :)
Tekrar arabadayız. Nereye gidiyoruzzz? Eğlenmeye tabii ki :)
Yakın arkadaşlarımızdan oluşan yaklaşık 30-35 kişilik bir grup ile Sultanahmet'te Sır Evi Restaurant'ta doyasıya eğlendik.
Mekanda daha önce Furkan'ın arkadaşı İlker'in nikah sonrası eğlencesine katılmıştık. Hoşumuza gitmişti. Biz de mekanın organizatörü Kadir bey ile görüşmek istedik. Ve sunduğu hizmetler cazip geldi. En önemlisi bir katı sadece bize tahsis etmesi!
Bu gerçekten önemliydi çünkü her ne kadar bu tarz eğlence yapan çok fazla mekan olsa da malesef her işletme kat kapatmıyor ve ister istemez çok rahat olamıyorsunuz.
Sır Evi'nde çekilen fotoğraflara da henüz ulaşamadık. Videoları da küçültüp buraya eklemek hayli zahmetli. Bu yüzden malesef eğlencemize dair fotoğraf yok. Nasıl bir mekan olduğuna dair fikir sahibi olmak için bu fotoğrafı ekliyorum. Detaylı olarak incelemek isteyen arkadaşlar buradan TIK TIK
Not : Mekan alkol hizmeti sunuyor. Turistik bir bölgede yer aldığı için doğal karşılamak gerek...Biz ve davetlilerimize alkol ikramı yapılmadı. Tercihlere saygı gösterdiğimiz gibi tercihlerimize de saygı gösteriliyor!
Orada unutamadığım bir an da, pasta kesmek ve ateş şovunu seyretmek için mekanın önüne çıktığımızda bir anda sokak çalgıcılarının etrafımızı sarması ve cümbüş eğlencenin kat kat artması. Onlar çaldı biz oynadık :)Sokaktan geçenler ve çevre mekandaki turistler bize bakakaldı ,flashlar şak şak bizim için patladı :)
Keyfine doyulmaz ve spontane bir andı :)
Danslar, halaylar, oyun havaları- testi kebabının ateşli şovu, bolca yemek, pasta, muhabbet derken saat 24.00'a geliyordu...
Bal kabağına dönüşmedik :D
Sadece sabah 10.00 uçağı ile balayı için Kapadokya'ya gidecektik ve artık dinlenmeliydik :)
Arkadaşlarımızla da vedalaştık ve sevgili Sinan bizi evimize kadar bıraktı sağolsun.
"Burada da masal bitmiş."demiyorum. Hatta tam da burada başladı asıl masal...
Evliydik. Aynı evde. Sadece ikimiz. Biz buluşmalarda doyamazdık birbirimize. Zaman bitmesin isterdik hep... Şimdi zamanımıza başrol olmak için buradaydık.
Bizi bu güne getiren ailelerimize sonsuz teşekkürler.
Bal nedimem Kübra'ya nazımı çekip, yanımdan hiç ayrılmadığı için çok çok teşekkürler.
Sinan'a, İlker'e, Efe'ye emekleri için teşekkürler.
Ayşe abla,Tülay,Birsen, Zehra,Gülşah,Elif,Kübra,Enes iyi ki yanımdaydınız ve sıcaklığınızı enerjinizi benden eksik etmediniz. İyi ki varsınız.
Emekleri görünmeyen ama gizli bir el gibi her şeyi çekip çeviren saklı isimlere teşekkürler.
Kendinden önce hep beni düşünen, beni gülerken görünce daha çok gülen, bir dediğimi iki etmemek, isteklerime "hayır" dememek için deve sürülerine hendek atlatan, duygusal,komik,tatlı adam FURKAN'a, eşime,yoldaşıma teşekkürler...
Seni bana, beni sana kısmet eden, ellerimizi birleştiren, bize bu günleri doyasıya yaşatan rabbime ŞÜKÜRLER OLSUN.
Şimdilik bu kadar...Balayı ile devam ediyoruz.
Sıkılan var mı :)
Sevgiler
Benimle kalın...
Yorumlar
rabbim mutluluğunuzu daim eylesin inş.
bede düğün hazırlıkları içerisindeyim.
yazın beni için güzel fikirler sundu.
güzel günler geçirin bir ömür inş.
hayırlı günler:)
Şu takı meselesi çok sinir bozucu anlattığın gibi.Keşke farklı bi seçenek olsa.
Darısı başıma :))
zeynep ben sürekli takip ediyorum sizi.
bende bu post u merakla bekliyordum.Rabbim,mutluluğunuzu daim etsin hep böyle gülümseyin inşallah.
bu arada balayı resimlerinide merakla bekliyorum...
maaşallah...
Allah nazarlardan saklasın...
mutluğunuz daim olsun..
amin...
belinde pemde kurdele ve fiyonk detayını çok sevdim :))
o kocaman kalem çok espirili olmuş :))
bide pabuçlarını ve çiçeğinide çok beğendim :))
süperdin.......
zehracım o kadar güzel yazıyosunki kendimi sürükleyici bir roman okuyormuş gibi hissediyor ve devamında neler var diye çok merak ediyorum.. bu arada maşallah çok güzel bir gelin olmuşsun. bende gelinliğimi hasret modadan almıştım çok memnun kaldım düğünüm olalı 1 yılı çoktan geçti ama hala insanlar gelinliğimi soruyolar .. ee haliyle balıkesir gibi küçük bir yerde tesettürlü ve güzel bir gelinlik bulmuk neredeyse imkinsız neyse fazla uzattım seni çok seviyorum canım yazılarında arayı fazla uzatma lütfen :D
çok güzel olmuşsun ayrıca. şu an ağlayarak yazıyorum cidden, çok saçma ama çok güzel çok içten anlatmışsın, yayınlamasan da olur,sen oku yeter... arada okuyorum blogunu bu arada, çok da alakalı değilimdir böyle şeylerle.
neyse çok uzattım, Allah ağzınızın tadını hiç bozmasın, hiç pişman olmayın inş. hep bu güzellikte sürsün günleriniz... güzel çocuklarınız olsun, mutlu yetiştirin onları... ALlaha emanet olun.
takı kaldırılsın :) ne var kiiii kimse birbirine götürmese bi zorunluluk olmaz.o bana şunu taktı ben ona bunu gibi şeyler olmasın..
en cokta dümenin basindaki pozunu begendim..
Ömür boyu mutluluklarrrr.....
Postunu okurken gerçekten çok duygulandım...Allah herkese hayırlı bir yuva kurmayı nasip etsin!
Rabbim bu mutluluğu daim etsin;hergününüz mutlu olsun.sevgılerımle
ayşe
Mein Blog/Blogum