Bebekle tatil / BODRUM *La Brezza Suite & Hotel



Herkese merhabalar:)
Tatil yazılarım istatistiklerde genelde en çok okunanlar arasında yer alıyor. Özellikle bebekli olunca daha da artış oldu okumalarda ve sorulanızda. Mümkün olduğunca geç de olsa herkese dönüş yapıyorum. 
Bu yazacaklarımla ilgili de aklınıza takılan olursa yine seve seve cevaplarım şimdiden buraya not düşelim.


Eveet bebekli tatilin açılışını aslında daha önceki yazıları okuyan arkadaşların bildiği gibi Sapanca'da yapmıştık, Harun 8,5 aylıkken. Okumamış olanlar buradan TIKlayıp okuyabilir.
O yazımda bebekli tatil valizinde olması gerekenleri yazmıştım. Buraya ayrıca eklemiyorum.

Şimdi Harun 1 yaşında ve ikinci tatilimiz başlıyor :) 

Uçak mı araba mı? 
Eşyalarımız çok olur ve orada da rahat gezeriz düşüncesiyle arabamızla yola çıktık. İlk durağımız Bodrum'du. Neredeyse 11 saat sürdü varışımız. Dur-kalklar dahil tabii. 
Harun pek etkilenmedi çünkü gece yola çıktık. Uyanmaması bir avantajdı. Yolun büyük bir kısmı o uyurken geçti. Lakin uyanınca onu o koltukta tutabilmek çok zordu. 

Harun'u uyanıkken otokoltuğunda nasıl tuttum? 
Oyuncaklar, pet şişe, gözlük, kaşık, poşet, mandal ve hatta damacana kapağı bile vardı acil durum kitimde. Çubuk kraker de yine güzel oyalayan bir parça. Şarkı söylememle rahatlıyor, o yüzden sesim bile kısıldı. 
Pepe'den başladık, kırmızı balık, sar sar makarayı, postacı geliyor, mini mini bir kuş, birgün birgün bir çocuk vs. ne varsa repertuarda:)

Çok şükür öyle ama böyle vardık otelimize. 
Otele geçmeden başımıza gelen bir talihsizlik,
 Harun'un gideceğimiz gün kulağının arkasında hayli büyük bir beze şişmesini fark etmemdi. 
Nasıl panikledim anlatamam. 
Hemen doktora gittik. Ben düştü de mi şişti diye endişelendim ama solunum yoluyla bulaşmış bir enfeksiyondan dolayı şişmiş. 
Şişlik iri olduğu için tahliller, ultrason vs. Uğraştık. Çok ağladı, hırpalandı. 
Tabii daha bitmemişti. 
Doktor tatile gidebilirsiniz, normal hayat devam edebilir, özel bir durum yok fakat hergün antibiotik iğne ve şuruplar kullanılacak diyene kadar...:/

***

Bodrum'da kendine ait beach'i olan, kumsal, temiz,havuzlu, çok kalabalık olmayan, dekorasyonu orijinal bir yer aradım. 
İsteklerimi karşılayan burayı buldum.
Bodrum otelleri içinde fiyat olarak da gayet uygundu

Zaten Bodrum'da 2 gün kalırız demiştik. Denemeye değerdi. 

İnternette otelle ilgili fazla yorum yapılmamış, bloglarda da yer verilmemiş henüz. Sanırım ilk ben yazıyorum. Tabii 
bunda çok eski bir otel olmayışı da etkili.

Resepsiyonda beklerken 'size ne ikram edelim' sorusu kalp ben:) ne içersiniz değil yani... İkisi arasında çok ciddi samimiyet farkı var çünkü.



Sonrasında hemen personel tarafından eşyalarımızın taşınması:) Ki bu olay küçük ölçekli otellerde pek olmuyor. 

Ve oda... Yatağımdaki taze ve canlı begonvile bakmaktan bir süre kitlenmiştim hatta... Bu nasıl bir zarif hareket. Parayla değil herşey, lüksle değil. Samimiyet ve ortamın duygusunu yaşayıp yaşatmakla ilgili. Gerçekten tebrik ederim.




Banyoya girdikten sonra bir aşk da orayla yaşadım çünkü tuvalet ve lavabo turuncuydu. Allahım bu nasıl bir kafa. Nereden aklınıza geldi bu renk diyesi geliyor insanın:) Tuvalette çekilir mi ama demeyin :))




İlk gün güneş hafiften etkisini kaybettiği için beach'e gitmek istedik. 5dk'lık mesafede.  Hemen golf arabası bizi aldı ve götürdü. Hani öyle birkaç aile falan olması beklenmiyor. İki tane var. Biri otelde biri beach'te sürekli bulunuyor ve gün boyu servis yapıyor. Harika bir hizmet olmasının yanında zıp zıp gitmek özellikle bana çok keyif verdi, içimdeki çocuk buna bayıldı:)





Genel olarak Karaincir sahili, farklı beachler tarafından işletiliyor. Çok az dalga, harika kumsal, ve metrelerce derinleşmeyen bir deniz. Tam çocuklu ve bebekli ailelere göre yani.




Bana en çok sorulan konulardan biri Tesettürlü olarak bu tip bölgelerde tatil yapmak sıkıntı oluyor mu? Bizim için rahatsız edici bir durum olmadı, herkes kendi halindeydi. Gayet rahattı ortam. Biz de rahattık. Çünkü eğer acaba bana bakıyorlar mı modunda olduğunuz zaman havadan nem kapar hale geliyorsunuz ve ister istemez rahat edemiyorsunuz.

Harun acaba kumları sevmez tedirgin olur mu diyorduk gitmeden, yanılmışız. hemen indi kucağımdan ve emeklemeye başladı:)

Sonra bir garson taze ev yapımı kek ve çay servisi yapmaya başladı. Kalbimden vuruldum o an. Gerçekten enfesti. Tam bir keyif oldu.


Aslında kallavi köfte ve hamburgerde çok meşhurmuş. Patenti alınmış bu köftenin tarifi otel sahibi Recep beye ait. Ama yiyecek kadar vaktimiz olmadı. Sunumlara falan hiç değinmiyorum. Garsonlar sürekli onlardan servis ettiği için aklımda yer etti. İnşallah yine gitmek nasip olur da tadarız. Ama giderseniz aklınızda bulunsun.




Akşam yemeğinde oteldeki garsonlarla ilk muhattap oluşumuzdu. Harun'a karsı ilgi alaka ve bize karşı ilgi yine hayranlık uyandırıcıydı. Defalarca bir isteğimiz olup olmadığı daimi enerji ve güleryüzle bunaltmadan soruldu. Kaldığımız tüm yemek ve kahvaltılarda otel sahiplerinden Ozan bey sürekli masamıza gelip memnun olup olmadığımızı sorup yine Harun'la sevecenlikle ilgilendi. Sürekli hal hatır sordu ve o da enerjisine hayran bıraktı.


Bu ilgi sadece bize değildi. Herkese aynı tutumla yaklaşıldı. Hatta isteklerinin ardı arkası kesilmeyen memnuniyetsiz insanlara bile...

Ve bir de otel full. Hiç boş oda yokmuş. Tabii bunu akşam yemeklerinde masaların da dolu oluşundan bizde gözlemledik. Ve bebekli ve çocuklu aile hayli fazlaydı.
Şahane bir tempo ve enerji vardı. 

Gerçekten tatilde olduğumuzu sonuna kadar hissettirdiler. 


Akşam yemekleri çok lezzetli yemek ve mezelerden oluşmasına rağmen tek sorun Harun'a çok uygun olmayışıydı. Ama gündüz öğününde telafi edip akşam çorba ve yogurt olarak takıldık.




Ve ilk sabahımız... Harun'un mahmur mahmur bahçedeki fotoğraflarına bayıldık, halaa bayılıyoruz:) seçim bile yapamadım hepsini ekledim. İnşallah sıkmayız sizleri de:)







Harun'un sabah rutininde pek değişiklik olmadı. Peynir tüketmedi sadece. Onun dışında biskuvisi yanimdaydi. Tereyagi ve yumurtasini yedi. Tabii bolca da ekmek:)






Ekmek demişken, gerçekten ekmek sevmeyen yemeyen bile yer. Öyle güzellerdi ki. Oteldeki taş fırında her öğün pişiyor, sıcacık servis ediliyor masalara. İnsanın şımarmaması mümkün değil. Malesef ki fotograflamayı unutmuşum:(

Şu kahvaltı sunumuna ne dersiniz peki:)


Valla en az benim kadar özenilmiş bir kahvaltı. Herşey görsellik sanmayın ama. Bunların hepsi birbirinden nefis. Tamamı kendi yapımları olan ürünlermiş. Hiçbiri satın alma değil. 

Otel sahipleri Bursalıymış. Mandalina bahçelerinden kışın toplananlar reçel yapılıp yazın müşterilere ikram ediliyor. Yaa benim aklımı aldılar :))




Hani işini sevmek ama öylesine değil yani. Adam aklını değil parasını değil gönlünü sevgisini katmış. Her an bunu hissettik. İnanın abartmıyorum.

Odamız havuzun hemen çaprazında düz girişti. bebek arabamızı da kapının nünde rahatça bırakabildik. Ve havuza giriş çıkışlarımızda çok rahat oldu.

İkinci günümüzde Bodrum Yalıkavak Palmarina'e gittik. Minik bir İstanbul kurulmuş. Yeme-içme yerleri ve mağazalar açıkhavaya serpiştirilmiş gibi. Ve önünde birbirinden lüks tekne ve yatlar:))





Dönüşte biraz havuza girip, sonra yine beache gittik. Fakat Harun sürekli uykusu bölündüğü için hiç durmadı ve geri döndük.


Utanmış :)


Mutluymuş:)


Aşıkmış :))))



Küsmüş :)




Ayakkabı giymezmiş, kendi dururmuş :)


 "CAN "


Tatil yeni başladığı için Harun'un verdiği tepkileri çok ölçemiyorduk aslında. Tatilin sonuna doğru ihtiyaçlarını ve isteklerini daha iyi ölçebilmiştik ki tatil bitti:)










Bir de akşamları onu basan huzursuzluğun sebebi iğne saatinin akşamüstü olması. Ve tabii tüm günün koşturması ve uykusuzluğunun bastırmasıydı.



Yine de Bodrum'da ilk akşam dinlenip ikinci akşam dışarı çıkmak merkeze gitmek istedik. Zaten iki akşam vardı. Otelde yemek sonrası hayli uzun bir yoldan sonra ulaştık. Yolda uyumuştu, gece uykusuydu ama transfer sırasında uyanma ihtimali de vardı. Oldukça gürültülü ve kalabalık bir otoparka girdik. Uyanmaması mucizeydi tabii ki uyandı:)

Koltuğunu yatırıp uyku modu devam ettik. Daha karanlık ve az gürültü olan yerlerden yürüdük ve çok şükür uyudu. Biraz daha gezip bizde kumsala kurulan açıkhava cafelerinin birine oturduk, keyif yaptık. 
Şanslıydık çünkü tatilimiz boyunca böyle bir gece tekrar yaşayamadık:/




Neyse devam edelim:)
Sabah uyandığımızda odamızı toparladık, mis kokulu kahvaltimizi ettik ve artik Alaçatı'ya doğru yola çıkma zamanıydı. 

Gözümüz arkada kalarak, hiç doyamayarak ve yüzümüzde kocaman bir gülümsemeyle ayrıldık.








Herşey bizim için tahminimizden çok çok daha tatmin ediciydi. Rahat ettik ve mutlu olduk.
Bir kez daha buradan tüm La Brezza ailesine teşekkür ederim:)

Bu sene tatil sezonu kapandı ama seneye eğer Bodrum'da bir butik otel arıyorsanız ve bebeğiniz varsa bence hiç düşünmeyin:))

***

Ve tatil yazım bir sonraki postta Alaçatı ile devam edecek. Ama sanırım bayram sonrasına kalır. Bekleyin:)

Mutluluk...İyi bayramlar
Zehra G. Ölmez

Yorumlar

siyah kuğu dedi ki…
Canımm çok güzel resimler şimdiden bayramını kutlarım sevgilerimle
neroş dedi ki…
Bebekle iyi eğlenmişsinz ne güzel Haşemanın üstündeki fiyonklu boneyi nerden aldınız acaba Ben de doğumda hastanede kullanmayı düşünüyorm
Zehra Ne Söyler dedi ki…
Siyah kuğu; çok tesekkur ederim:))) bende senin bayramini kutluyorum. Sevgiler

Neroş; merhabalar:)) boneyi modanisadan almistim. Kullanisli, rahat bir urun, tavsiye ederim.
özlem dedi ki…
MErhaba özlem ben bende oteli çok begendim sizde cok guzel anlatmıssınız gerçi onun da payı buyuk siteye girdim incelemek için fotolarda gördüm ama emin olamadım aramadan önce size sorayım otel içkili mi arayıp onlara sormak istemiyorum teşekkür ederim şimdiden
Zehra Ne Söyler dedi ki…
Merhaba özlem, teşekkür ederim💗 Evet alkollü.