Bebekle Tatil / ALAÇATI *Balambaka Otel

Yeni post bayram sonrası derken hayli ara vermiş oldum. Malum Harun'un doğum günü de bayram sonrasına kalan büyük işlerimden biriydi:)
Bir de misafir trafiği yaşadık. Sonrasında bismillah dedim ve ciddi bir sağlıklı yaşam yoluna girdim, haydi hayırlısı. Sağlıklı yaşam işi pek çaktırmasa da vakit alan bir durum. O yüzdendir,  blogda bekleyen sayısız başlık varken yazmaya vakit bulamayışım:)

Neyse bu sağlıklı yaşam konusunu başka bir yazıma bırakıp, bu yaz ikinci rotamız olan Alaçatı maceralarımızdan bahsedeyim. Yalnız hazır olun yazacaklarım fotoğraflar kadar güzel olmayacak...



Bodrum'daki full memnuniyet ve tatminin üzerine Alaçatı tam bir hayal kırıklığı ile başladı.
Otele vardığımızda Harun uyuyordu. Donuk bir karşılama sonrası
 anahtarı alıp odaya geçtik. Bebek yatağı yoktu. Kocaman bir eksi....
Çünkü bu otele mart ayında rezervasyon yapıp, ödemenin tamamını da o tarihte yapmıştık. Gitmeden önce yine telefon konuşması yapmıştık ve bebekle geleceğimizi defalarca belirtmiştik.



"Unutmuşuz" diye umursamaz bir ifadeyle yatak ilave edildi. Tabii bu arada gümbürtüye Harun uyanmış oldu .....Pofff.

Görmezden gelelim tatildeyiz diye düşünüp, elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdiğimde duş başlığının kırık olduğunu gördüm. Yukarıda sadece bir boru ve başlıkta yere öylece konmuştu.

Sinirlerimiz zıpladı resmen. Oda kontrol bile edilmiyor düşünün artık.
Sonrasında bu sorunu da bildirdik otel işletmecisine, biz havuza girdik. O sırada odaya girip yaptılar.

Harun'a yoldan yemek almıştık, havuzdan çıktık acıktı. Yedirmek için mama sandalyesi istedim. İstediğim kişi otel işletmecisinin kayınvalidesiymiş :) Böyle de bir durum var. Yani doğru düzgün işini yapan bir çalışan yok. Beyefendi, eşi, 6 aylık oğlu ve kayınvalidesi var. Neyse mama sandalyesi istedim. Yok bizde dedi...

Sanki evine misafirliğe gitmiştim ve mümkün olmayan birşey istiyormuşum gibi bir tavrı vardı. Sonra bizimki mama sandalyesine oturmuyor, kucakta yediriyoruz gibi saçma bir açıklama yaptı. Sanki ben torununun mama sandalyesini ödünç istemiştim....
Bulunduğu yerin otel olduğunun farkında bile değildi...

Şok oldum. Yani bugün en basit cafede, ufacık büfelerde, hatta bebeklere uygun olmayan nargile cafelerde bile mama sandalyesi varken bir otelde mama sandalyesi olmaması beni şoka soktu.

Yaptığı saçma açıklama da cabasıydı. Nasıl yediricem şimdi diye deli oldum. Kendi çocukları için bahçeye ufak bir salıncak yapmışlar. Ona oturttuk artık zar zor yedirdik. Vel hasıl otel köpeği dibimizden ayrılmadı nasiplenmek için. Kaşığa ha değdi ha değecek... Yemek mi yedirdim stres mi doldum bilmiyorum. Furkan'la konuştuk bu böyle nasıl olacak 4 gün. Sadece sabah kahvaltıda oteldeyiz Allahtan. Ama yine de Harun zorluk çıkarır biliyoruz.

Tatil değil sanki cendereye soktular bizi. Nasıl bir karın ağrısı yaşadık anlatamam akşama kadar. Sonra akşam otel işletmecisini bulup ona söyleyelim dedik bulamadık bu sefer eşi çıktı karşımıza. Ona anlattık durumu...Mama sandalyesi ya bulun ya da alın dedik kısaca. Ama hanımefendinin annesindeki anlamsız tutum aynen kendisinde de vardı. Onların çocuğunun mama sandalyesine oturmadığını falan anlatıyor...Allahımmm.

Sinirle çıktık otelden sözde yemeğe gidiyoruz ama çıldırdık tabii ikimizde. Ve o mama sandalyesinin bulunmayacağına emindik.


Sinirler bozuk olunca ne yediğin ne gezdiğin... Yani mesele mama sandalyesini geçti çünkü biz bu anlamsız tutuma takıldık. Neyse biraz takıldık ve döndük otele. Resepsiyonda gördük otel işletmecisini. Ve biz sormadan mama sandalyesi temin ettik çardakta hazır dedi. Şaşırdık ve mutlu olduk.



Ve karar aldık artık herşeye takılmayalım çünkü burada durumlar belli...

Sabah oldu. Harun kahvaltısını beklemeyi sevmeyen hemen yemek isteyen bir bebek. 1 haşlanmış yumurta istedim. Bekle ki gelsin.....:(


16-17 yaşlarında iki genç çocuk servis yapıyor. Personel bu yani. Aynı zamanda odalara da onlar bakıyor. Yalnız kılık kıyafet olsun, tutum olsun personelle ilgileri yok:/ 

Malesef otel ne kadar güzel olsa da orayı işletme yapan çalışanları... Bu olmayınca o güzellik pek anlamlı olmuyor. Otelin her yeri toz içinde, bakımsız durumda.










Oteli biraz bir yana bırakıp Alaçatı'da nasıl zaman geçirdiğimizden bahsetmem gerekirse, malesef bu konuda da iç açıcı konuşamayacağım.















Alaçatı merkez, gidenler bilirler arnavut kaldırımlı bir yer. Baston puset bu arnavut kaldırımda tıngır mıngır giderken Harun bir türlü rahat edemedi. İki adım gidip durduk, kucakta gezdik. Ne Furkan'da ne bende bel kalmadı:/

Alaçatı'ya daha önceden gitmemize rağmen tabiii ki böyle bir ihtimali hesaba katamamıştık. 
Yemek konusunda İmren Restaurant ve kumrucular dısında seçenek yok.





Biz kumru yerken Harun baktı. Bu sefer bizde her öğünde İmren'e gittik. Ev yemeği, zeytinyağlı seçenekler, çorbalar olunca Harun'da yiyebildi. 

Küçük ve dar yerleri sevmeyen Harun için Alaçatı oldukça sevimsizdi. O pek keyifli olmayınca bizde havamızı bulamadık. Yine de ufak tatlı kaçamaklarıyla kendimizi mutlu etmeye çalıştık.
















Alaçatı'da denize girebildiniz mi? derseniz girmedik:/ çünkü Çeşme bilindiği gibi sörf için tercih edilen çok dalgalı ve rüzgarlı bir bölge. Bir plaja gittik ve kapıdan döndük. Öyle rüzgarlıydı ki Harun'un üstünü bile çıkarsam hasta olur diye düşündüm, değil denize girmek ve çıkınca da o rüzgarda kalmak...:(




Tabii bu da öngöremediğimiz konulardan bir diğeriydi.

Havuza girdik iki kez falan. Rüzgar o kadar sert ki insan üşüyor. Harun'u bir kez soktuk zaten. 

Oteli havuzdan dolayı tercih etmemize rağmen malesef onun da pek tadına varamadık.

Alaçatı'nın meşhur tatlıcısı furun ve imren'e gittik. Harika tatlılar ve dondurma yedik. En şirininden;)

Bir de Asma Yaprağı var tabii. Gidilmesi gerekenler listemdeydi. Malesef akşam yemekleri için önümüzdeki 1 hafta full'du. O kadar meşhur yani:) Bizde ikindi vakti gittik. Gayet sakindi, o güzel zeytinyağlı çeşitlerini tatmak istedik.
















Çok da memnun kaldık. Ama küçük bir hesap ödemeyi düşünmeyin olur mu çıkarken? ;)

Balkabaklı özel bir aile tarifleri var. Onu deneyin mutlaka:) süper.

Harun düzenini aradı. Akşam uyuma saati 8 gibi hep yatmak istedi. Tabii bebek arabasında gürültüde de uyumadığından akşamları yemeğimizi alıp hep otelde olduk, Harun uyudu, o rahat olunca kafa rahat :)




Gündüzleri de tabii ki Harun müsade ettiği sürece gezdik. Hiç mi keyifli vakit geçirmediniz derseniz tabii ki geçirdik. Harun eğlenip güldükçe daha mutlu olduk, bu anları da genelde fotoğrafladık :)

Bu da böyle bir anı olarak tozlu raflara kalktı bile.







Bebekle tatilden çıkardığım derslere ve sonuca gelecek olursam :

-Öncelikle bebekliysen butik otel fikrinden uzaklaşacaksın. Çünkü olumsuz sürprizler seni bekliyor olacak.

-Bebeğe güvenilir yiyecekler bulmak için sancı çekmek istemiyorsan sürekli yemek sirkülasyonu olan ve 24 saat bir şeyler bulunan kapsamlı/bol yıldızlı:) bir otel seçeceksin.

-Bebeği eğlendirecek iki salıncak, bir kaydırak koymayan otelden uzak duracaksın.

-Mama sandalyesi ve bebek yatağını sorgulamadan rezervasyon yaptırmayacaksın.

-Tatil için çok küçük yerleşim yerleri seçmeyeceksin.

-Oteline yakın bir hastane ve eczane var mı sorgulayacaksın.

-Tatile uçakla gideceksin.

-Sadece senin değil bebeğinde rahat, güvenli ve keyifli vakit geçirebileceği alanları olan bir otel tercihi yapacaksın.

-Yatak dışında öyle her yerde uyumayan ve gürültüye gelemeyen bebeğin düzenini bozup onun uyku saatlerinde aktivite yapmayacaksın (çünkü yapamazsın)


Beni uzun zamandır takip edenler ve tatil yazılarımı okuyanlar iyi bilir ki, ben pek büyük otelleri sevmem. Ama bundan sonra butik otellere oldukça mesafeliyim....

Tatilden döndükten kısa bir süre sonra bu otelin kapandığını öğrendim instagramdan. Valla üzüldüm demem mümkün değil. Çünkü adı oteldi sadece. Bence isabet olmuş. Gelecek günlerde eğer tekrar hizmete başlarsa umarım çok iyi bir ekip tarafından işletilir. Çünkü otel konum ve mimari olarak bunu hakediyordu.

Bebekli tatille ilgili tek önemli konunun yanınıza alacağınız eşyalar olmadığını da belirtmiş olduk. Kalın sağlıcakla :)



Zehra G. Ölmez












Yorumlar