Z Planı

 Ben nasıl bir ergendim? Hepimiz gibi işte... 

Yolu oradan geçmemiş hiç kimse olmamasına rağmen ergenleri anlayabilmek hep çok güç olmuştur. 


Beni de pek kimse anlamazdı. Bir kişi hariç. Ablam Gülşah. Aramızda 10 yaş var. Elinin değmediği, izinin olmadığı bir yerim pek yok.


Küçük yaşlarım ayrı bir serüven ileride yine anlatırım. Ergenlik apayrı...


Umutsuzum fakat beklentilerim hep çok yüksek. İnsanlardan, hayattan... Olumsuzlukları olağan karşılayabilecek bir kafam yok. En ufak birşeyde ‘küstüm oynamıyorum’ modundayım. Hele aksilikler, yolunda gitmeyen planlara tahammül edemiyorum. Ve tüm bunlara da kişisel baş belası özelliklerimden sabırsızlığım eşlik ediyor. İşte karşınızda dipdiri bir ergen.


Aynı odayı paylaşıyoruz ablamla. Gün içinde; o işe, ben okula... Akşamları kaynatmaca. Konular hep benim eksenimde. Hep alttan alan, çıkış yolları sunan,göz teması ile dinleyen, kafasına yatmasa-onaylamasa bile hiç bozuntuya vermeyen, gerginlik çıkarmayan, eleştirmeyen, sorgulamayan, 26-29 yaşlarında çiçeği burnunda bir yeni yetişkin o da.


Ben onun yaşlarına geldiğimde de hatta bu yaşımda bile halâ onun kadar olgun değilim sanki. 


Neyse, yaz geldiğinde ikimiz beraber tatil planı yapıyoruz. Tatilimiz de şu an yaşadığım şehir İstanbul’da:) Aldığı sınırlı maaşı benim isteklerime harcamaktan asla gocunmayan aksine harcadıkça mutlu olan biri o. 


Gezmeler, yemeler, sinemalar, alışverişler... Bir ergen tez zamanda nasıl mutlu edilir? rehberi gibi. Biri ona tüm bunları doğuştan öğretmiş gibi, öyle bilerek (bilinçli) yapıyor ki herşeyi. Tabii bunlardan öte en önemlisi manevi vericiliği. O yaş grubunda çok rahat, alternatif olarak yapabileceği sayısız seçenek varken vaktinin çoğunu kendisinden 10 yaş küçük kardeşi ile geçiriyor. 


Bunun dışında da en fazla yaptığı şey, tutkusu; kitap okumak. Tür bile ayırt etmeden herşeye hevesli, öğrenmeye can atan, kendini ‘bunu severim onu sevmem’ gibi kalıplara sokmadan her türü merak edip, rahatlıkla okuyup sindirebilen ve çoğu zaman hayata geçirebilen biri. 


Hal diliyle kitapları sevdiriyor bana. Asla oku demiyor. Çok okumuyorum ama o zamanlar da yazmayı yine çokça seviyorum. Ne okusa mutlaka benimle de paylaşıyor. Her okuduğu kitaptan kısa bir özet dinlemek,  o yaşlardaki ‘armut piş ağzıma düş’ zihniyetime cuk oturuyor. 


Bir gün tatildeyiz. Gideceğimiz bir yere şimdi hatırlayamadığım bir sebeple gidemiyoruz. Yüksek ihtimalle görmek istediğim bir yer ki hemen yelkenleri indiriyorum. Karadeniz’in tüm gemileri o an benim için batmıyor, yanıyor. Neden? Çünkü istediğim birşey olmadı. 


A planı bir sebeple olamıyordu evet. Ama B planlarının hatta C, yoksa D planlarının sonu olamazdı. O gün öğretti ablam bunu bana. O günü çok keyifli başka birşey yaparak geçirdik. A planı ‘iyi ki iptal olmuş’ bile dedim. 


İşte hem aksiliklere karşı daima yedekte tuttuğumuz planları devreye sokmanın hemde kapanan kapıların ardından açılacak olan daha büyük kapılarin farkına varmayı ablam bir ergene orada öğretmişti. 


O günden bu yana yaptığım her B planımda izi vardır.


Alfabedeki tüm harfleri birer plan haline getirmeden bitmez...Ben anladım. 


Zehra G. Ölmez

Yorumlar

Gulsahsonmez dedi ki…
Ne diyeceğimi bilemiyorum inan. Çok teşekkür ediyorum bu güzel yazıda bana yer verdiğin için. Mutlu ettin beni. İnan B planından bahsettiğim günü ben de hatırlamıyorum. Çocukluğumla alakalı olarak en net hatırladığım şey hanımefendi olmak zorunda olduğumdu. Geçen gün çocukluğumu hatırlarken bir anda o sözler çıktı ağzımdan. Evet ben hem de anaokulundan itibaren hanımefendi olmak zorundaydım. Üç yaşımda kardeşim olmuştu ve ben 5 yaşından itibaren ablaydım artık. 6 yaşında ilkokula başladığımdan anaokuluna da 5 yaşında gitmiştim. Yani kendimi bildim bileli sorumluydum hem kendimden hem de kardeşlerimden. İyi miydi böyle olması yoksa kötü mü bilemiyorum. Bana çok şey katmıştı bu durum. 10 yıl önce ben de 17 idim, ergenlik dönemiyle ilgili durumları nasıl biliyorum onu bilmiyorum. Çünkü ben ergenliğimi hatırlamıyorum, belki yaşamadım, belki de yaşayamadım. ��
Yaşadığımız her dönemimizle biz biziz aslında. Bazen bize haksızlık edildiğini, bazen aşırı sorumluluk yüklendiğini bazen de birşeyleri yaşayamadığımızın farkına varırız ya, hepsinden dersler çıkarabilmek önemli bence. Allah hepimize hayırlı ömürler versin. Hep birlikte nice yıllara inşallah.