‘Geleceğin mesleği’nin geldiği yer


(Bu yazıyı önce ‘ben anne mi doğdum’ başlığı ile yayınladım. Yazımla ayrı düştüğünü, anlamı farklı bir noktada tuttuğunu düşünüp yeni başlıklar aradım. ‘Diplomasız üniversite mezunu’, ‘Yerini bulamayanlar’, ‘Çöpteki Diplomam’ en sonunda ‘Geleceğin mesleğinin geldiği yer’ demek istedim. Siz hangisini severseniz başlık o. Ya da başlığı siz koyun ya da bir başlığı da olmayıversin zira bu bir kayıplar yazısı...)


Geçen gün eski kitaplarımın biri daha satıldı. İçini kontrol ederken arasına ayraç olarak koyduğum kartvizitimi buldum. 

İçimde çevirip durduğum duygular da çıkıvermiş oldu kartvizitle. Ben anne mi doğdum ya dedim kendi kendime. Evet düpedüz hiç kimse hiçbirşeydim ben şu an sadece anneydim, ben anne doğmuştum. Sadece anne olmak kötü birşey miydi? Neden eksik hissediyordum? 


Rabbim bana iki emanet gönderdi. Dünya hayatının sınavıydı onlar aynı zamanda, talebe ben... Onlara görevimi yerine getirmemi öğütledi. Buraya kadar tamam. 


Peki sonra... Ben neden kendimi hiç çocuk olmadım gibi, hiç öğrenci olmadım gibi, hiç sevgili olmadım gibi, hiç çalışmadım-işe gitmedim gibi hissediyorum. 


Sürekli içimde işe yaramıyorum hissi taşıyorum. Gelecekle ilgili kaygı yaşıyorum. Şu an okula gitmeyen çocuklarım var, onlarla ilgileniyorum ve evdeyim. Peki sonra? Zehra tam olarak nerede? 10 yıl önce bu günü gösterseler memnun olur muydum yoksa üzülür müydüm halime? Bu düşünceler şükürsüzlüğe girer miydi? Bunları düşünebildiğim için çocuklarımı sevmiyor muyum ben? 


Çalışmaya ihtiyacın mı var? Çalışmanın mı bana ihtiyacı var? Paraya mı ihtiyacım var? 


Geleceğe güvenim yok...


En az herkes kadar bileğimin hakkıyla okuduğum bölümün, kendime kattığım farklı iş tecrübelerinin ve kişisel birikimimin bir yerde birilerine fayda sağlamasını ve bunun kişisel tatminini yani o ‘işe yarama’ hissini yaşamak istiyorum. 


Gerçekler: 15.Temmuz.2016 akabinde ‘çöp’ de diyebileceğimiz -ya da ‘kağıt atık’ olsun daha kibar olur- bir diplomam var. Şu an hiçbir hükmü yok tabii hükmü olsun istiyorsan kendini ellerinle fiş’e takabilirsin. -Ya da Fahrettin Altun benim hocamdı, Araştırma Yöntemlerine Giriş dersini o verdi ve beni de severdi gibi bir alt metinle KPSS’ye girsem olur mu?-

At kenara onu, olduk mu lise mezunu. Son iş tecrüben üzerinden bugün itibariyle 10 yıl devirmişsin. At kenara onu da. İşe bismillah diyene kadar oldu mu yaş 35 haydi 34 olsun varsa öyle bir iş. At onu da bakalım. 2020’li renkli yıllarda bile -evet kabul edin ya da etmeyin-kendine sürekli yer açmaya çalışan, sıkışmış başörtülü kadınlar var. Attın mı onu da. Ne kaldı...


Diplomasız üniversite mezunu

35 yaşını aşmış

Yakın zaman iş tecrübesi yok

Evli, çocuklu (Full engel)

Başörtülü


Konu iş bulmak mı? İşin ne olduğu mu? 

Tabii ki her hangi bir işten bahsetmiyorum. İçimde olanı doldurabileceğim bir işten bahsediyorum. 

Telefona hepimiz alo demeyi biliyoruz, suyu bardağa doldurmayı da...


O zaman iş mi kurayım? Tabii, hemen. İş kurmanın hayallerin arka tarafındaki borç yükü ne olacak peki? -tabii dolgun bir sponsorunuz varsa o kısmı pek düşünmeye değmez. 


Sende iş beğenmiyorsun mu dediniz? Sorun sizde değil bende zaten. Hep bende oldu o sorun. 


İş bulma korkusu yüreklerine fil gibi oturmuş, korkudan okurken çalışmaya başlayan Sosyoloji öğrencilerini, başka seçeneği kalmadı diye Sosyoloji okuyanları, (gelmeyen) geleceğin mesleği olarak seçilip okunan Sosyoloji bölümünü, kendini sosyolog olduğuna inandıran masumiyeti en iyi bilenlerdenim. 


Suç sosyolojinin mi? Hayır canım dedim ya suçlu benim. Sorun yine bende. 


Türlü türlü ilgi alanım, el becerim var, edebiyata gönlüm var, hem bireysel hem kurumsal iş hayatı solumuşluğum var. Nereme koyacağımı bilemediğim öylece elimde kalan bir de Sosyoloji...


Ben sadece çocuklar-yemek-temizlik üçgeni içinde olacaksam Karl Marx’ın kuramlarına falan gerek var mıydı? Mcdonaldlaşma’yı bilmesem sadece bir fastfood markasından ibaret olarak bilsem yetmiyor muydu? Kent Sosyoloji’nde 78 Türkiyesi örneği olarak Türkan Şoray’ın Sultan filminden bir gecekondu sahnesi kesiti izleyip yorumlamaya falan gerek var mıydı? SPSS dersini geçmek için ruh patlaması yaşamak ne işime yaradı? Tek korkum işsiz kalmak olduğu için hem okuyup hem çalıştığım son yilimda bir hocanin beni sadece devamsizliktan sinifta birakmasina ve o ders icin baska universitelerde ders kovalamama falan da değer miydi? Weber, Kant, Simmel, Baudrillard, Marx, peki Cemil Meriç, Şerif Mardin hani bizim şu hallerimizi görse isyan etmezler miydi peki? 


Her türlü emeğin ‘HİÇ’ sayıldığı bir yerlerde çocuklarımızı hazırlıyoruz işte. Tam olarak neye olduğunubilen varsa bana da söylesin ! Ya da hepberaber bilmezlikten gelelim. Bu daha net olur. 

‘Çok’anne, ‘sadece’anne, ‘en’anne....




Zehra G. Ölmez









Yorumlar

Hilal dedi ki…
Coooook anne!
Mamervema dedi ki…
Çok net,çok gerçek ve haklı bir isyan👏
ama mutlu bir son..
güzel tarafından bakmalıyız hep di mi😊
Mamervema dedi ki…
Ne kadar samimi bir isyan..
Demek ki yalnız değilmişim
Birsey yapmalı diye haykıran bir iç ses
Ve sonra hadi asıl vazifene geri dön diyen anne
Yinede güzel yaşamak:)
Zehra Ne Söyler dedi ki…
Hilal : Merhaba, çoook anne 🤗

Mamervema : Merhaba, bir yerlerde aynı duyguları, benzer iç sesleri yaşıyoruz paylaşıyoruz. Tablo karamsar gibi görünsede aslında sende yalnız değilsin, bende... Bu iç ses, bunu farkedebilmek için seslendirildi işte. Evet kaldığımız yerden devam, umut var. Hep var olacak, bizler için de bir yerlerde kapılar var. Bir gün yerini bulamamışların da gireceği bir kapı🎐
HTCŞHN dedi ki…
Birilerinin "amma da abarttınız, unutun geçti o zamanlar" dediği 28 Şubat mağdurlarındanım. İliklerime kadar soğuğunu hissettiğim, bir yandan da içimi yakan zamanlardan geldim geçtim nasıl unuturum. Hayalimde ki meslek nerde icra ettiğim nerde birbirleriyle alâkası olmasa da hayat işte bir şeyler peşinde koşturup duruyoruz. Her dönemin mağduru, keşke olmasaydı denilen hâller hep oldu olmaya da devam ediyor.
Sevgiler