Değişim-Sadelik


Zehra bu değişim tam nerede başladı derseniz, çok yüksek ihtimalle sadeliğe ilgi duymamla başladı diyebilirim. 


Konuyla ilgili kitaplar, youtube videoları, instagram hesapları, belgeseller beni etrafında topladı. Bir anda değil tabii ki, zamanla, devamla, uygulayarak, merak süregele olunca beni bir bakıma ileri taşıdı. Bu konu da, farklı dönemlerde popülerleşen ilgi alanları gibi sivrildi.  Konuya ilgi duyan çoğu kişinin bir anda kendini bilirkişi hissetmesiyle, hızlıca bilgi ve paylaşım kirliliğinin olduğu bir alan olmaya başladı. İlgi duyarken bir yandan da kendimi bu aşırılıktan korumaya çalıştım. 


Doğru bildiklerimden, körü körüne bağlandıklarımdan, geçici,günlük hatta anlık heveslerden, omuzumda yük olan insanlardan, maddi zevklerden, lüksten, aşırılıklardan, utanmalardan, evin içine yüklediklerimden, dolaplara istiflediklerimden, gözümün alıştığı, beynimin -mış gibi yaptığı tüm yüklerimden gün be gün arınmaya başladım. 


Tüm bunlara ve dahasına veda etmek korkunç büyük, karmaşık, çok zorlayıcı gibi görünsede beynimi gönlümle onaylayıp, ilk adımı attıktan sonra haz vererek sürdü.


Bir süre kendime şu soruyu sordum. Bu konu popülerleşti, bu yüzden mi ilgi duyuyorum? 

Bu bir yaşam şekli. Yani öyle olması gerekiyor ki taşlar yerine oturabilsin. Bu yüzeysel yaşanacak, -mış gibi yapılacak bir alan değil. Yine de kendimi sık sık denedim. Eski halimi kandıracak, ona hoş gelecek herşeyle sınadım zaman zaman. 

Kararlıydım. Zaman geçti, hiç zorlanmadan devam ettim, sıkılmadım, yılmadım,böyle bir hayat bana yük değil aksine beni yüklerimden kurtarandı. Hafifledim. 


En başta fıtrata uygun olandı. İslamın öğütlerini birebir içeriyordu. Japonların mucizevi buluşu değildi, köksüz bitmedi. 


Kendi kendimi esir ettiğim herşeyden saldım iplerimi. Bir baktım ilk zamanı yettirmeye başlamışım. Yaşam alanımı sadeleştirip, sosyal medyadan olabildiğince uzak kalarak, boş vakit sayılabilecek tüm anlarda okuyarak, tüketimi düşündürecek herşeyi bertaraf ederek, etrafımda bana negatif yüklemeler yapan kişilerle de kontağı olabildiğince gevşeterek içime döndüm.


Dinlendim, kendimi dinledim,günler geçtikçe daha da hafifledim. 


Tatil bavullarını kombin kombin doldurmaz oldum, ne giyeceğim diye giyinme odasında vakit harcamaz oldum, bir giydiğimi aynı sosyal ortamda tekrar giymek durumunda kaldiğımda ya da fotoğraf çekilirken üzerimde yine aynı şeyler olduğu için utanmaz oldum, insanların ne giydiklerini izlemektense; ağaçları, kuşları, bulutları, karıncaları seyretmeye başladım. Tefekkür ettim. Şükrüm arttı. Modadan gün geçtikçe koptum, soğudum. En iyi giyim en rahat ettiğimdi. Bugün modaya uygun olabilirdi ama yarın moda olamadığında da gocunmadım. 


Zevklerimden vazgeçmek, ötelemek, kendime engel olmak falan değildi bu. Zevklerimi beslemeye devam ettim aksine, sadeleştikçe, aza yöneldikçe zevkimin bile özüne ulaştım. Mağaza da gezdim, sevdiğim markaları da takip ettim. Uzun süredir kullanmadığım ne varsa kategorize ettim ve elden çıkardım. Bir kısmı belediyeye gitti, bir kısmı satışa kondu. Bunu tek seferlik değil bir dinamik haline getirdim. Günlük bir işmiş gibi toz almak, yemek yapmak gibi. 


Dolapları açtığımda hep göz attım, sık sık elemeler yaptım. Market alışverişinde bile listesiz hareket etmez oldum, ihtiyaç dışı alımı her alanda sınırlandirdım, 5 yaşındaki oğlum bile artık oynamadığı oyuncakları ayırmayı ve yenilere yer açmayı kavradı. 


Sosyal medya hesabı olarak sadece instagram kullanıyorum. Çok sınırlı hesabı takip ediyorum, eş-dost-akraba takip edeyim, aman ayıp olmasın o beni takip etti bende onu takip edeyim mantığından uzaklaştım, darılana saygı duyuyorum. Takip ettiklerimi; düzenli paylaşım yapan ve birşeyler öğrenebileceğim, bana sağlayacaği fayda odaklı seçiyorum, bunun dışındaki hesaplar da sayılı.Bol takipçili günlerden geldiğim için takipçilerin niceliği değil artık niteliği ile ilgiliyim. Beni sadece gözetleme amaçlı takip edenleri, iletişim kurmayanları sık sık temizliyorum. Storylere bakmak, sınırlı kişiyi takip etmeme rağmen çok vakit aldığından seçerek bakıyorum ya da hiç bakmıyorum. 


İkinci el satış yaptıkça ön yargım kırılmaya başladı. ‘İkinci el giydirmem çocuğuma, yok o kadar da değil.’ gibi büyük önyargılar besliyordum. Çocuklara birer ikişer ikinci el almaya başladım. Bir bebek-çocuk birşeyi ne kadar eskitebilirdi ki... Benim elimdekiler ne kadar iyi durumdaysa satılan çoğu ürün yepyeniydi. Sattıklarımın geliriyle çocukların ihtiyaçlarının büyük bölümünü ikinci elden karşılamaya başladım. Çoğu zaman para birikti, kredi kartı borcumuzu ödedik. Damlaya damlaya göl oldu. Dolaplar boşalmaya, cepler dolmaya başladı. Bilinçli bir tüketim oluştu. Ayy bayıldım, yeni sezonmuş, ayy harun bunu çok sever, bu Begüme çok yakışır, aşık oldum, rengi tam benlik, bu deseni çok severim, indirimdeymiş, tutkum, koleksiyonum var gibi tüketme bahaneleri ile değil ikinci el bile alıyor olsam ihtiyaç dahilinde alışveriş yapmaya başladım. 


Beni en zorlayan konu kitaplarla vedalaşamamaktı. Okurum diye alıp okumadıklarım, bir kez okuduktan sonra sayfasını açmadıklarım, sadece okuldaki belli dersler için alıp birkaç bölümden referans yaptığım, okuyup çok da kendime uygun bulmadıklarım gibi farklı farklı sayısız kitap vardı elimde. Bu tam olarak istif mantığıydı. Uzun zamandır duruyorlardı, hiçbir fayda sağlamadan, bizimle oradan oraya taşınarak sadece yük haline gelmişlerdi. Eleme yapmak şarttı. En zorlandığım konu bu olsa da en sona kalsa da başardım ve kitaplarımı eledim. Satışa çıkardım ve seri bir şekilde satmaya başladım. Bu beni üzer sanmıştım ama aksine sattıkça, mevcut ilgi alanlarımda daha fazla kitap alma ve tabii daha fazla okuma isteği geldi. Daha ne olsun🎐


2 yıldır belli bir yol katettiğim, yaşam tarzı edindiğim bir konuydu. Ben oldum, tamamdır gibi birşey değil tabii ki. Süregelen bir öğrenme ve uygulama gayreti, aktif kalma hali. Bendeki değişimin başladiğı yerdi, sadelik.

Sürecin merak ettiğiniz kısımlarından devam eden yazılarda detaylıca bahsederim inşallah. 



Zehra G. Ölmez



Yorumlar

HTCŞHN dedi ki…
Sosyal mecralarda olmayıp sadece sevdiğim bir kaç youtube paylaşımcısı takip ettiğimden instagramda paylaşımlar yaptığından haberim yoktu. Satır arasında Begüm ismini okuyunca mutlu oldum:) Maşallah.
Tam on sene oldu minimalist yaşamaya adım atalı ve ben henüz bugün onbir yıllık kabanımı yenisiyle değiştirdim. Eski ben için olağanüstü bir durum ama şimdi düşününce iyi ki de bu serüvene adım atmışım diyorum. Tek olumsuz yanı aile evini bu düşünceyi benimsememiş insanlarla paylasmak diyebilirim hatta tam bir ızdırap hâli:)
Sevgiler