Geri Döndüm

 

Geri döndüm. 

2011’de blogger ile tanışmamın üzerinden neredeyse 10 yıl geçmiş. Son iki senedir yazmıyorum. Kendimi izleme, sorgulama, tanıma süreci diyebiliriz kısaca. Biraz daha içime döndüm bu arada.

İniş-çıkış yaşadıkça bloguma baktım. Düşündükçe, okuyup rahatsız olduğum yerleri gördükçe silmek istedim. Yok etmek...Çünkü ‘bu’ şu anki ben değildi. Değildi evet, değildim. Kendimi bulamadığım, sürekli sorguladığım ve eleştirdiğim, gereksiz bulduğum sayısız bölüm yakaladım. Tekrar tekrar düşündüm, şimdiki halimi bulamadıkça silip yok etme isteği çöktü içime. Çünkü değiştim. Bu yazılar absürttü, basitti.  Youtuberlar, vloggerlar, fenomenler, bloggerların yerini çoktan almıştı zaten. Burada kalmasının kime ne faydası vardı ki? 

Teoride fayda yoktu belki ama burası aslında bir bakıma benim yol alma, değişim-dönüşüm çizelgem olabilirdi. Ara vermiş de olsam, o zamanın ihtiyaçları, tüketim biçimi, okunma tarzı, okuyucuları, beklentiler, kurulan bağlar kronolojik olarak gözler önündeydi. 

Şimdinin yazılarının geçmiş paylaşımlardan çok farklı olacağı net. Eski okuyucuların buralarda olmadiğına da eminim. Hem olsalar dahi tüketim odaklı olmayan ve düşünce bazlı paylaşımlardan pek de hoşlanmayacaklarını düşünüyorum. Ama belki de onlar da değişmiştir bu sürede kim bilir...

Belki de değişimi birlikte konuşuruz. 

24 saatte kaybolan story’ler, sadece görsele kitlenmiş, yazıları okuyamayan gözler, dikdörtgen kutuya sığmayan yorumlara devam eden düşünceler, ahh Instagram. Sosyal mecra olarak beni doyurmuyor malesef. 

Paylaşım yapamıyorum, yapsam da muhattabına ulaşmıyor. Okunmuyor. 

İşte dönüşüm bu sebep.

Kendini ifade etme biçimi, yazmak olan biri için doğru yerdeyim.