Evlilik

Evlilik sürekli sallanan kayık...

O sallanırken kahkahalar atarak eğlenmek ya da korkuyla, kaygılara teslim olmak ya da küreklere sarılıp kontrol altına almaya çalışmak...

Kayıkta ayakta kalanı oturtup dengeyi sağlamak mı ya da ayağa kalkıp kayığı alabora etmek mi...

Sen neresindesin? 

Ben her yerindeyim...Senin gibi.


~~~


Mideni ağrıtan yemeğin sana yaşattığı hissi, aynı yemeği yiyen herkes bilemez. 

Senin evliliğin senin alanındır. Senin yolun, seçimin, kabulün. 


Evlilikte en yüksek his aşk değil, arkadaşlıktır. Arkadaş olabilenler ne demek istediğimi anladılar. 


Evlilik, sırların saklandığı bir sandık değildir. 

Evlilik, dış dünyaya birşeyler ispatlamaya çalıştığımız bir reality show değildir. 

Evlilik, korkuyu beslemez. Beslediği örnekleri görebilirsiniz ama o evlilik olmaz. 

Evlilikte, kıyafetlerin uyumundan daha önemli olan, çift olarak uyumumuzdur. 

Evlilik, güvenle beslenir. Ne kadar güven olursa o kadar büyür. Sırtını birbirine verdikçe devleşirsin. Tek kişilik güven duymaktan bahsetmiyorum elbette. 

Evlilik, aşkı taşır. Taşımak; hem yüklenmek hemde boyutlandırmak...

Evlilik, kendinden vazgeçmeni değil kendini bulmanı ister. El verir, yolunu açar. Vazgeç diyen örnekleri de görebilirsiniz ama o evlilik olmaz. 

Evlilik, köle-sahip ilişkisi değildir. 

Evlilikler, magazin malzemesi değildir. Yaşananlar kimselere anlatılamaz. 

Evlilik, kasaların ayrı tutulduğu bir iş yeri değildir. 


Bir evliliğin nasıl büyük bir aşkla başladığı ya da başlamadığı değildir mühim olan. Nasıl sürdürüldüğüdür. 


Ne iş yaptığı, ne kadar kazandığı, mesleği, boyu, göz rengi, yaptığı görkemli evlilik teklifi, aldığı tektaş yüzük, mal varlığı, yaşı gibi ilk merak uyandıran kısımları dışında kalan herşey aslında o evliliği ayakta tutabilecek olan özellikleri olacaktır. 

Ama çok azımız kalan özelliklere yoğunlaşır. 


Evlilik, ne kadar iyi ekip olabildiğimizi gösteren en küçük topluluktur. Beklentilerle değil sorumluluk alarak dönen bir çark. Arkadan gelen araç kaza yapmasın diye yoldaki taşı kaldırabilmek gibi... Hep el vererek sürdürmek, o görebilse de  göremese de...


~~~


Etrafınızda evliliğiniz ya da başkalarının evlilikleri hakkında konuşabilenlere dikkat edin. Genellemelerden kendinizi sakının. İki örnek olay paylaşmak isterim. 


Yolum bir arkadaşla kesişmişti bir zamanlar ‘Kocanın üç kaşığı varsa ikisini sen kıracaksın’ diyerek bize öğütlediği şeyi bir süre anlamamıştım bile. Yani şunu demek istemişti: kocanın maddi imkanı 3 ise 2’sini sen al, ona 1 kalsın. Erkek kısmı para görünce...


Ve bir ablamız vardı. Bizlerin evliliklerini ikiye katlayacak kadar tecrübe sahibi görürdük kendisini. Bize ‘Kocalarınız yakışıklı, gencecik kızların fır döndüğü işlerde çalışıyorlar. Aman dikkat edin, erkek kısmını boş bırakmaya gelmez.’ diye öğütlerdi. 

Böyle konuşmalar yaşandığında evime döndüğümde içimi yoktan bir kaygı kaplardı. Gerilirdim. 


(Her ikisi de artık hayatımda değil. Biri boşandı)


~~~



Evlilik, ne gördüysen uygulama yeri değil göremediklerini yaşatma, can verme yeridir. 

Evlilikler, başkalarının ilişkileri ile yarıştığımız kulvarlar değildir. 

Evlilik, nikah memurunun karşısında şen-şakrak ‘EVEEETT’ diye haykırdığımız sıralanan o maddelerin hakkını verebilmektir. 


Ne diyorduk ;

Ve fotoğraflarınızda görünmeyen her haliniz, evliliktir...


Zehra G. Ölmez











Yorumlar